Saturday, April 19, 2008

Engin telaşlanmıştı. "Yok beyim, etme beyim" diyor, ama gözlerini de kızdan alamıyordu bu sırada. Kız ise Ceyhun'un şalvarının düşmekte olduğunu görüp gözleri faltaşı gibi açık bir şekilde kapıya bakıyordu. "En fazla 14ündedir, yazık yahu" diye düşündü Engin. Ceyhun hala bağırıyor, üzerine yürüyordu Engin'in. Engin eğilip tepsiden dökülen tüm baklavaları toparlamaya çalıştı, bu sayede Ceyhun'un yüzünden de, kızın yüzünden de kaçabilirdi. O sırada dışarıdan bir gürleme duyuldu: "Laaan, nerde kaldı benim baklavam davarlar?"

No comments: